Abdulhakim el Hüseyni Hz.leri buyurmuştur:
Hakikaten insan nefsini gübre olarak mülahaza
etmedikçe su üstünde kalamaz. İnsan nefsini gördüğü müddetçe Rabbine kavuşamaz.
Ne zaman nefsini öldürürse Allah’ına o zaman kavuşur.
İnsanı helake götüren nefsidir. Firavun,
Şeddad ve Karun gibi (haşa) ilahlık davasında bulunanlar ve helake gidenler,
hep nefisleri yüzünden bu felaketlere uğradırlar, o hallere düştüler. Nefisleri
büyüdü, büyüdü, sonunda ilahlık davasına kalkıştı. Çünkü nefis kendinden üstün
hiçbir varlığın bulunmasını istemez. Büyüyüp terakki edip elde etmek için
hiçbir şey kalmayınca, haşa, Allah’lık davası etmeye başlar. İşte onlar da
haddini aşmış, azgınlaşmış nefislerinin iddiasına uydular.
Sanki Firavun kendisinin Allah olmadığını
bilmiyor mu idi? Biliyordu tabii, söylediklerinin aslı olmadığını çok iyi
biliyordu. Fakat maalesef büyüyen ve büyük iddialara kalkışan nefsine kendisi
de uyuyordu. Çünkü nefsi, o kadar büyümüştü. Halbuki Firavun evveliyatında
fakir bir kimseydi. Bir çobanın oğlu idi, babası çobandı. Kendisi ise bekçiydi.
Bir gece inkilap yapıp padişahı öldürerek ve bir gecede padişahın sadık
adamlarını ortadan kaldırmak suretiyle tahta geçtikten sonra nefsi azgınlaştı,
büyüdü ve neticede başına büyük felaketler açtı.
İnsan biraz düşünsün ki Allah’ın azameti ve
büyüklüğü karşısında ne kıymeti olabilir. İnsanın değeri, azamet-i Hüda
karşısında bir pire kadar bile olamaz. Yaradılışına bir baksın neydi, nasıl
meydana geldi, Allah (C.C.) kendini nasıl yarattı?
İşte böyle… İnsan kendi yaradılışını mülahaza
ederse azamet-i Hüda karşısında aczini daha iyi görüp daha iyi anlar. Nefsinin
telkinatına kanıp kendini bir şey zannetmez.
Her şeyden evvel insanın kendini tanıması
lazım. Kendini tanımayan Allah’ı da tanımaz. Kişi kendini tanıması için
evveliyatını düşünmesi lazımdır. Allah’a karşı durumunu düşünmesi lazımdır.
Görecek ki insanın, azamet-i Hüda karşısında hiçbir kıymeti yoktur, bir pire
kadar bile. İnsan kendi fakirliğini, aczini, biçareliğini görür ve bilirse
Allah Teala o zaman onu yükseltir, onu ali eder, ona mertebeler ihsan eder.
Şayet insan kendini bir şey olmuş zannederse o insan yok sayılır…
İnsan kendini adam olarak görmemeli; nefsine
bu payeyi vermemeli, vücudunu ve nefsini yok bilmelidir.
Her türlü günah, kullara yapılan zulüm ve
hakaretin hepsi nefsten geliyor, onun büyüklük taslamasından ve kibrinden
geliyor. Ne zaman ki insan fakirliğini, aczini, kendinden aşağı bir mahluk
olmadığını idrak etse, insanda kibir ve azamet kalmaz. İşte o zaman Allah’ın
emirlerine göre hareket etmeye başlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler. Yorumlarınız Sizin Gibi Değerlidir