4 Ocak 2015 Pazar

İstanbul'un fethi ve Ubeydullah Ahrar hazretleri (K.S.)

Ubeydullah Ahrar hazretleri, Silsile-i Sadat-ı Nakşibendiye'nin on sekizinci halkasıdır.

Ubeydullah-ı Ahrar Hazretlerinin torunu Hace Muhammed Kasım anlatıyor: 

"Ubeydullah-ı Ahrar Hazretleri bir gün, öğleden sonra, aniden atının hazırlanmasını istedi ve binip Semerkand'dan süratle çıktı. Talebelerinden bir kısmı da ona tabi olup takip ettiler. Biraz yol aldıktan sonra, Semerkand'ın dışında Abbas Sahrasına doğru atını hızla sürdü. Mevlana Şeyh adıyla tanınmış bir talebesi, bir müddet daha onu takip etti.

Bu talebesi, gördüklerini şöyle anlattı: 

"Hace Ubeydullah Ahrar Hazretleri ile sahraya vardığımızda, atını sağa sola sürmeye başladı. Sonra birdenbire gözden kayboldu." 

Ubeydullah-ı Ahrar Hazretleri daha sonra evine döndüğünde, talebeleri nereye ve niçin gittiğini sordular. O da "Türk sultanı Muhammed Han, kafirlerle harp ediyordu. Benden yardım istedi. Ona yardıma gittim. Allahü Teala'nın izniyle galip geldi, zafer kazanıldı" buyurdu. 

Hace Muhammed Kasım, babası Hace Abdülhadi'nin şöyle anlattığını nakletmişti: 

"Bilad-ı Rum'a (Anadolu'ya) gittiğimde, Fatih Sultan Mehmed Han'ın oğlu Sultan Bayezid Han, bana babam Ubeydullah Ahrar'ın şemailini tarif etti ve: 'O mübarek zatın beyaz bir atı var mı idi?' diye sordu.

Ben de tarif ettiği bu zatın, babam Ubeydullah Ahrar olduğunu ve beyaz bir atının olup, bazen ona bindiğini söyledim. 

Bunun üzerine Sultan Bayezid Han "Babam Fatih Sultan Mehmed Han bana şöyle anlattı: Istanbul'un felhinde muhasarasının en şiddetli bir anında, Şeyh Ubeydullah Hazretlerinin imdadıma yetişmesini istedim. Şu vasıfta ve şu şekilde ve beyaz bir atın üstünde bir zat hemen yanıma geldi ve bana 'Korkma!' buyurdu. Ben de 'Nasıl korkmayayım, bir türlü kale düşmüyor' dedim. 

Elbisesinin yeninden bakmamı söyledi. Baktım, büyük bir ordu gördüm. 'İşte bu ordu ile sana yardıma geldim. Şimdi sen falan tepenin üzerine çık, üç defa kös vurdur ve orduna hücum emri ver' buyurdu. Emirlerini aynen yerine getirdim. O da bana gösterdiği ordusuyla hücuma geçti. Böylece düşman hezimete uğradı ve Istanbul'un fethi müyesser oldu." 

(Osmanlı Tarihi Çamlıca)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler. Yorumlarınız Sizin Gibi Değerlidir